Isırgan Otu

Isırgan otu yaprakları üzerinde bulunan ince tüyler cildi tahriş eden kimyasal maddeler içerir ve bu kimyasallar yaprak cilt ile temas ettiğinde salgılanır. Bu nedenle taze ısırgan otu yapraklarına ya da sapına dokunmak oldukça acı vericidir. Ancak bitki yüzyıllardır sağlığa faydaları nedeniyle pek çok kültürde kullanılmaktadır. Avrupa’da geleneksel olarak vücuttan fazla suyun atılması amacıyla idrar söktürücü ve organları temizlemek için detoks amacıyla kullanılır.

Bilimsel adı Urtica dioica olan bitki günümüzde batı tıbbında pek çok ilaç içerisinde ticari olarak kullanılmaktadır. Avrupa, Kuzey Amerika, Asya’nın soğuk bölgeleri ve Kanada’nın bazı bölgelerinde doğal olarak yetişen bitki 1 metre uzunluğa erişebilir. Koyu yeşil yaprakları tırtıklıdır.

Birçok kelebek bu bitkiden beslenmekte ve yumurtalarını bu bitkiye bırakmaktadır.

Konak-Habitat Haritasi: 
Bu konaktan beslenen/bu habitatta yaşayan toplam 2 kelebek var... Bunlar aşağıdaki gibi sıralanmıştır.

İçeriklerde Sık Kullanılan Terimler

*Alttür (Subspecies): Türün diğer alt birimlerinden taksonomik olarak farklı, coğrafik olarak sınırlandırılmış, aralarında gen alışverişi olan bölgesel bir topluluk.
*Cins: Birbirine benzer türlerin toplandığı taksonomik kategori. Cins isimleri daima büyük harfle başlar ve italik olarak yazılır. İtalik yazma şansı yoksa altı çizili olarak yazılır. Örn: Polyommatus.
*Dimorfizm: Bir populasyonda morfolojik olarak iki tipin var oluşu.
*Ekolojik Yalıtım (Ekolojik İzolasyon): Aynı yerde yaşayan bir populasyonun kısımları arasında ekolojik nedenlerden dolayı eşeysel yalıt ımın oluşu.
*Eşeysel Dimorfizm: Erkekle dişi arasındaki yapısal farklılık.
*Fenon: Fenotipik olarak birbirine benzeyen örneklerden biri.
*Fenotip: Çevre faktörlerinin etkisiyle belirli sınırlar içinde değişebilen (reaksiyon normu), genotipin meydana getirdiği özelliklerin tümü (çoğunlukla bir bireyin görünüşü).
*Holotip: Üzerinde ilk defa özgül tanımlanmanın yapıldığı (yayınlanmış olmalıdır) va da İndikasyonla verilmiş olan, nominal taksonun tek bir bireyi.
*İkiztür (Siblingspecies): Üreme bakımından ya lıtılmış ; fakat yapısal olarak birbirine benzeyen türler.
*Katalog: Literatüre dayanılarak. belirli bir taksona ait isimlerin ve kaynakların liste halinde verilmesi.
*Kontrol Listesi (Çekliste): Kolleksiyonların düzenlenmesinde yardımcı olmak için, bir grubun taksonlarının bir düzen içinde verilmesi.
*Morfolojik Özellik: Bir organizmanın dış görünümündeki yapısal özelliklerdir. Bu özellikler, bir organizmanın türünü belirlemek, filogenetik ilişkileri anlamak ve evrimsel tarihi anlamak için kullanılabilir. Organizmanın anatomisi, fizyolojisi, histolojisi, embriyolojisi, sistematiği ve taksonomisi gibi birçok farklı alanda önemlidir. Örneğin, kelebeklerin anten yapısı, kanat şekli, bacak yapısı ve renklenme özellikleri gibi morfolojik özellikleri, kelebek türlerinin tanınmasına yardımcı olabilir.
*Nomenklatür: İsimler sistemi.
*Polimorfizm: Bir populasyondaki gen ve fenotip çeşitliliği.
*Sintip (Syntypus): Holotipi ayrılmamış bir tip serisi içerisinde, örneklerin herbirine verilen isim.
*Sinonim (Synonym = Eşad): Aynı taksona birden fazla verilen isimlerin herbiri. Bunlardan eski olanı, yani ilk verileni taksonun geçerli ismi olarak kullanılır.
*Taksan (Taxon; Çoğulu Taxa): Belirli bir kategori içine sokulabilecek ve yeni bir isim verilebilecek kadar fark gösteren taksonomik bir grup. Örneğin: Papilio machaon (tür kategorisinde takson), Papilio (cins kategorisinde takson), Papilionidae (familya kategorisinde takson).
*Tanım (Description): Taksonomide bir taksonun ya da örneğin, sınırlarını ortaya koymaksızın, diğer taksonlarla ayırımını net olarak belirtmeksizin, özelliklerinin verilmesidir.
*Teşhis (Determination): Bir bireyin taksonomik olarak tesbiti.
*Teşhis Anahtarı: Taksonları birbirlerinden kolayca ayırtedebilmek için, belirli bir sisteme göre düzenlenmiş karakter dizinleri.
*Tip (Typus): Bir taksana ismini veren bir örnek.
*Tip Lokalitesi (Locus Typicus): Neotip, lektotip ya da holotipin toplanmış olduğu yer.
*Varyasyon: Kalıtsal olan değişinimler.
*Yerel İsim: Bir taksonun o bölgedeki (yöresel) ismi. Nomenklatür (bilimsel isimlendirme) bakımından önemsizdir.
*Yöresel İsim: Bir taksonun o dildeki ismi.

Her sistematik taksonun sonunda o taksonu ilk defa tanımlayan bilim adamının ismi ve çoğunlukla yayınlandığı tarih bulunur. Örneğin, Pezotettix anatolica Uvarov, 1934. Tarih bir virgül ile yazardan ayrılır. Tanınmış sistematikçilerin ismi kısaltılmış olarak kullanılabilir. Örneğin. Linneus. Linn. olarak. Eğer yazar ismi tarih ile birlikte ya da sadece yazar ismi olarak bir parantez içine alınmış ise. bu, tanımlanan türün bir zamanlar (tür tanımlandığı zaman ya da daha sonra) başka bir cinse bağlı olduğunu gösterir. Örneğin, Rammepodisma natoliae (Ramme, 1939); natoliae tür ismi bir zamanlar Micropodisma'ya bağlıydı, daha sonra cins değişikliği yapılmıştır. Tercihen bu parantezden sonra revizyonu yapanın ismi kullanılır. Örneğin Rammepodisma natoliae (Ramme, 1939) Weidner, 1969.

Büyük baş harfle yazılmış italik bir isim (tek bir kelime) cinsi gösterir; eğer, sonuna 'sp.' gelirse o cinse ait bir türü, 'spp.' gelirse o cinse ait türleri ifade eder. Örneğin Gompus sp. (bir türü), Gomphus spp. (cinse ait türleri). Aynı durum alttürler için de geçerlidir. Örneğin subsp.; subspp. kullanılır. “ssp.” de aynı zamanda alt türleri belirtmek için kullanılmaktadır.

http://www.nic.funet.fi/pub/sci/bio/life/insecta/lepidoptera/ditrysia/